09/05/2015

CHP 45 SEÇİM ÇEVRESİNDE ÖN SEÇİM YAPACAK

Seçim çevrelerinde hangi usulle milletvekili adaylarının belirleneceği 15/02/2015 günü yapılan CHP Parti Meclisi toplantısında kararlaştırıldı. Alınan kararları Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç PM toplantısı sonrası açıkladı.
Yapılan açıklamada; Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteği doğrultusun da; İstanbul 1, 2, 3’üncü bölge, Ankara ve İzmir 1 ve 2’nci bölge, birinci sıra merkez adayları kadın olacağını ifade edilerek, Seçim Kuruluna, hangi seçim bölgesinde, hangi yöntemle aday bildirileceği konusunda, son güne kadar (14.03.2015) Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) Parti Meclisinden aldığı yetkiyle çıkacak ihtiyaçlara göre ufak, tefek değişiklikler yapabileceği ayrıca belirtildi.
SEÇİM ÇEVRELERİNDE UYGULANACAK MV ADAY BELİRLEME USULLERİ:
1- ÖN SEÇİM YAPILACAK SEÇİM ÇEVRELERİ:
Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Ankara 1 ve 2. Bölge, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Düzce, Edirne, Erzincan, Giresun, Isparta, İstanbul 1, 2 ve 3’üncü bölge, İzmir 1 ve 2’nci bölge, Karabük, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Konya, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Samsun, Sinop, Sivas, Uşak ve Yozgat. (29 Mart 2015 günü yapılacak).
2- ÖN SEÇİM VE MERKEZ ADAYI BELİRLEMENİN BİRLİKTE YAPILACAĞI SEÇİM ÇEVRELERİ:
Ankara birinci bölgede 1, 3, 5 ve 7’nci, ikinci bölgede ise 1 ve 3’üncü , Antalya’da 3’üncü, Aydın, Tekirdağ ve Trabzon 1’nci, İstanbul birinci bölgede 1, 3, 5, 7 ve 9’uncu, ikinci bölgede 1, 3,5 ve 7’nci, üçüncü bölgede 1, 3, 5, 7 ve 9’uncu, İzmir birinci ve ikinci bölge 1, 3, 5’inci, Adana 2 ve 5’inci, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kayseri, Muğla ve Zonguldak 2’nci, Mersin 1 ve 4’üncü sıra adaylar parti genel merkezi tarafından belirlenecek.
3- EĞİLİM YOKLAMASI YAPILACAK MERKEZ YOKLAMASININ YAPILACAĞI SEÇİM ÇEVRELERİ:
Adana, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kayseri, Malatya, Muğla, Mersin, Tekirdağ, Trabzon ve Zonguldak. (Seçimler genel merkezin belirleyeceği bir tarihte, 29 Mart’tan daha önce, CHP örgütlerinin denetiminde, tüm üyelerin katılımıyla eğitim yoklaması yapılacak).
4-MERKEZ YOKLAMASININ YAPILACAĞI SEÇİM ÇEVRELERİ:
Ağrı, Ardahan, Artvin, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Iğdır, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Mardin, Muş, Sakarya, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tokat, Tunceli, Van, Yalova ve Eskişehir
Bu durumda 45 seçim bölgesinde ön seçim, 10 ilde örgüt denetiminde eğilim yoklaması, 30 seçim bölgesinde merkez yoklaması yapılacak. Merkez yoklamasının yapılacağı 17 ilin CHP’nin yüzde 10’un altında oy aldığı bölgeler ile duyarlılığın olduğu iller olduğu yapılan açıklamada belirtildi.
Adaylık başvuruları 17-24 Şubat’ta parti genel merkezine yapılacak olup, alınan kararın CHP ve Ülkemize yarar getirmesi dileğimizdir.
CHP TABAN HAREKETİ

09/05/2015

AKP’NİN CHP HAKKINDAKİ BÜYÜK YALANLARINA YANITLAR

AKP’NİN CHP HAKKINDAKİ BÜYÜK YALANLARINA YANITLAR
1. KARA PROPAGANDA: “İnönü zamanında ekmek karne ile dağıtıldı, kuyruklar vardı. CHP halkı yokluğa mahkûm etti.”
Cumhuriyet dönemi ülke ekonomisi yokluklar üzerine kurulmuştu. Sanayi devrimini ıskalayan, toprakları ve halkları dağılan, nüfusunun verimli iş gücü olabilecek kesiminin çoğunu savaşlarda ve göçlerde kaybeden ülkemiz, kuruluş döneminde içeride binbir güçlük yaşarken aynı zamanda dünya konjonktürü de büyük bir kaos yaşıyordu.
İnönü döneminde, 1. Dünya Savaşı’nın vurduğu ekonomik darbelerin üstüne ayrıca dünyayı kasıp kavuran 1929 Bunalımı ve onun üstüne de 2. Dünya savaşı gibi Avrupa’dan Pasifik’e kadar devam eden tarihin en kanlı savaşı gerçekleşmiştir.
O dönem yeni kurulan, Osmanlı’dan ciddi bir ekonomik alt yapı mirası olmayan Türkiye Cumhuriyeti, 2. Dünya Savaşı’nın korkunç kamplaşması içerisinde bağımsız kalmaya çalışarak her ihtimale karşı yine de savaşa hazırlanmıştır.
İnönü, hem ülkede üretimi kıt, hem savaş ve kriz yüzünden ithalatı çok zor olan buğday ve ekmek tüketiminde kotalar koyarak halkı karneye bağlamıştır.
Bütün amaç bu kıtlık ve belirsizlik içerisinde hem kaynakları israf etmemek hem de savaş ihtimalinde orduyu besleyecek stok oluşturmaktır.
Sıkı durun..
2. Dünya savaşının o en buhranlı günlerinde halkı ekmek ve yiyecek karnesine bağlayan tek ülke Türkiye değil; aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü olan İngiltere, öteki Avrupa ülkeleri ve ABD’de aynı politikaları harfiyen uygulamıştır.
Hem krizden, hem savaştan dolayı büyük güçlükler ve yokluklar yaşayan Avrupa’da insanlar uzun süre karneyle yiyecek, elbise, petrol almıştır.

O döneme ait belge fotoğraflar;

Sadece yiyecek değil, elbise ve ayakabı gibi öteki temel ihtiyaçlarda  karneye bağlanmıştı.

İnönü döneminde  Avrupa’da yine elinde karne ile saatlerce ekmek ve yiyecek kuyruğunda bekleyen halk

2. Dünya Savaşı’nın ve 1929 Global Ekonomik krizinin hüküm sürdüğü o yıllarda sadece dünyanın en güçlü devleti İngiltere’de değil, hemen hemen bütün Avrupa’da yiyecek, içecek, petrol, ayakkabı gibi bütün temel ihtiyaçlar karne ile dağıtılıyordu.
Öteki ülkelerden Karne Örnekleri

Sadece Avrupa’dan değil, o dönem büyük bir buhran yaşayan 1929 krizinin anavatanı Amerika’dan da 1940li yıllara ait Yiyecek ve Petrol Karneleri örnekleri

Gördüğünüz gibi, o dönem bütün dünya hem Ekonomik krizle derinden sarsılıyor; hem de Avrupa’dan Afrika’ya, Uzak Doğu’ya kadar yayılan 2. Dünya Savaşı ile büyük yıkımlar  yaşıyordu.
Türkiye için o dönem en büyük öncelik güvenlik, yani böyle bir süreçten ayakta kalarak çıkmaya çalışmaktı.
İsmet İnönü de, Türkiye’nin katılacağı bir savaş ihtimaline karşı elinden gelen önlemleri alarak zaten kaynakları kıt olan ve ciddi bir üretim ekonomisi olmayan, yeni  devleti felaketlere karşı korumaya çalışıyordu.
O dönem savaşa girmemek Türkiye için büyük bir şans ve lütuf oldu. Büyük savaşlardan büyük yıkımlarla ve acılarla çıkan halkın ve ülkenin yeni bir savaştan galip çıkacak gücü azdı. Ülke hastalıklarla, önceki savaştan kalma yaralarla uğraşıyordu.
Çok tuhaftır, İngiltere’den, Fransa’ya, Almanya’ya, ABD’ye o dönem dünyanın bütün büyük devletleri yiyeceği, giyeceği, petrolü karne ile dağıtmak zorunda kaldığı için ülkelerinde hiçbir zaman yargılanmadılar, eleştirilmediler.
O dönemki koşullardan ülkelerini başarı ile çıkartan Avrupalı liderler hiçbir zaman karneyle, yoklukla eleştirilmemiş; ülkelerini o zor şartlardan çıkarttıkları için hep saygı duyulmuşlardır.
Biz de ülkeyi savaşa sokmamayı başaran o dönemki CHP yönetimi, bugünkü AKP iktidarı tarafından alkışlanmak yerine; hoyratça “ CHP halkı ekmek karnesine bağladı, yokluğa mahkûm etti” diyerek eleştirilmekte, kitleler bu söylemlerle hipnozlanmaktadır.
Konuyla ilgili pek bilinmeyen önemli bir notu paylaşmak isterim. Menderes’in yardımcılığını ve İç İşleri Bakanlığı’nı yapan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu bir konuşmasında İsmet İnönü’yü 2. Dünya savaşına girmediği için “İsmet İnönü milletimizin erkekliğini öldürdü.” diyerek eleştirmiştir.
2. Dünya Savaşı’nda bütün dünyanın büyük kıtlıklarla ve yıkımlarla yaşadığı o acı dönemde ülkemizi savaşa sokmadan çıkartan o dönemki yönetime şükranlarını sunmak yerine, dünya gerçeklerini halktan saklayıp sadece ”karne dağıttı, yokluk vardı” diye anlatmak gerçeğe tecavüz etmektir.
Nitekim İnönü’nün kendisine ”Sen bizi ekmeksiz, şekersiz bıraktın” diyen bir çocuğa verdiği ”Ben sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım” cevabı dönemi en güzel özetleyen ifadedir.

2. KARA PROPAGANDA: “1970ler’de CHP döneminde yine Petrol, Yakıt, Şeker ve Yağ kuyrukları vardı”
Bu da hoyratça sadece CHP’ye mal edilen kuyruklu yalanlardan birisidir. Erdoğan’ın meydanlarda yıllardır yuhaladığı 1970’ler’deki CHP hükümetlerinin tarihi çok kısadır. MSP ile (o dönem Erdoğan’da MSP’li idi) 20 Ocak 1974’de kurduğu ortak hükümet 17 Kasım 1974’te 10 ay sürerek bitmiştir. 2. Ecevit hükümeti (Dışarıdan milletvekili desteği ile) 5 Ocak 1978’den 12 Kasım 1979’a kadar sürmüştür.
Bahsettiği petrol, benzin, yağ, şeker gibi maddelerin yokluğu sadece CHP iktidarlarında değil, aynı zamanda Demirel’in kurduğu Milli Cephe hükümetleri zamanında da yaşanmıştır. Öyle ki, Demirel’in o zamanlarda söylediği ” Benzin vardı da biz mi içtik. ” gibi sözleri ta bugüne kadar halk arasında devam edip gelmiştir.
1970ler’deki kıtlığın 2 ana nedeni vardır. 1. neden Tarihte “Yom Kippur“ savaşı olarak bilinen Ekim 1973’de başlayan Arap – İsrail savaşı petrol fiyatlarını 1 yıldan kısa bir sürede 4 kattan daha fazla arttırır. Bu savaş sırasında Petrol Üreten ve İhraç eden Arap ülkeleri İsrail’e destek veren ülkelere petrol satmayacağını ve petrol ihracatını kısacağını açıklar. Bu gelişmelere bağlı olarak Global Borsalarda çöküşler başlar.
1973′te başlayan bu savaşın üzerine Ecevit hükümeti 1974′te Kıbrıs’a askeri harekât düzenler ve bu harekât sebebiyle büyük devletler ülkemize ekonomik ambargo koyar. Hem Arap – İsrail savaşları ile bir anda petrol fiyatlarının fırlaması, gelişmiş ülkelerdeki borsalarda başlayan krizler ve Kıbrıs Harekâtı nedeniyle konulan ambargo ülke ekonomisinde çok büyük hasarlara yol açmıştır.
İşin Türkiye’de bilinmeyen yanı, bu süreci sadece Türkiye değil, hem Avrupa hem de Amerika petrol ve temel madde kıtlıklarıyla yaşamıştır.
İşte o döneme ait 1970ler’in dünyasından çok önemli belge niteliğinde fotoğraflar

Yukarıdaki İngilizce kısımda, Washington’da bulunan bu Petrol istasyonunun 1973-1974’de yaşanan kriz sebebiyle terk edildiğini ve arada dini toplantılar gibi başka amaçlar için kullanıldığı yazılmaktadır.

Yukarıdaki resim o yıllar Portland, Oreon’da çekilmiş. Sadece randevu ile petrol satışı yapıldığını duyurmakta.
Aşağıdaki fotoğrafta ise, yine 1970’ler’in o zorlu yıllarında elektrik kesintisi yüzünden devlet dairelerinde mumla çalışmak zorunda kalan İngiliz Memurlar

Ve tıpkı 1940lar’da karne kullanan Avrupa, 1974 krizi ile tekrar Karne ile petrol dağıtmaya başlıyor

Petrol üretim için en stratejik ürünlerin başında gelmektedir. Sadece arabada yakıt olarak değil, birçok ürünün hammaddeyken işlenilmesinde de doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılır.
ABD ve İngiltere sıradan bir ülke değildir. Dünyanın her yerinden petrol alıp, işleyip yine dünyaya satan ülkelerdir. Görüldüğü gibi 1970ler’deki Petrol krizi onları bile mahvetmiştir.
AKP, 1970ler’de bütün dünyanın yaşadığı bu kara tabloyu CHP’ye karşı hoyratça kullanmaktadır.
İnönülü yıllarda, büyük bir basiretle ülkeyi dünyanın en kanlı savaşından ve ekonomik krizinden ayakta kalarak çıkartan CHP, 1974 yılında da, bir yıl önce başlayan savaşa, onun akabinde başlayan krize ve Batı’nın ambargolarına aldırmayarak 1974 Kıbrıs Harekatı’nı düzenleyerek adada soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamıştır.
O dönem Ecevit’ini eleştiren Erdoğan ise, kendi iktidarı döneminde Kıbrıs’ı Annan planı dahilinde geri vermek için uğraşmış, Rumların Annan Planını reddetmesiyle Kıbrıs, elden çıkmaktan kurtulmuştur.
Enerji konusunda herkesin bilmesi gereken husus şudur. Türkiye yapısal olarak ithal enerjiye bağımlı bir ülkedir. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de, enerjide dışa bağımlılık yüzde 69 civarındaydı, 2010’da bu oran yüzde 73’u gördü. Türkiye doğalgazda yüzde 98, petrolde ise yüzde 92 oranlarında dışa bağımlı.
Bu tablodan çok net anlaşılacak durum şudur. 1970ler’deki gibi bölgemizde yaşanacak bir savaş ya da kaos %90’nin üzerinde yabancı kaynaklara bağımlı ülkemizi anında 1970ler’deki petrol, şeker, un, yağ kuyruklarına geri götürecektir.
1970ler’deki Global krizi CHP’ye yükleyip durmadan eleştiren AKP’nin benzer bir durumun tekrar yaşanabileceği koşullar için ciddi hiçbir alternatifi yoktur.
Somut bir örnek vermek isterim. Bundan birkaç ay önce İran, teknik sorunlar yüzünden Türkiye’ye gaz göndermeyi durdurdu. Anında o hat üzerinden gaz alan yerlerimiz gazsız kalmadı mı?
Çok açık bir örnek daha vereyim. Karnelere ve enerji kıtlıklarına karşı olan AKP’nin daha 2013 Ekim ayında Ankara’da Doğalgazı karneyle dağıttığı ortaya çıkmadı mı?
Doğalgazı karneye bağlamak gibi uygulamalar ortada büyük bir savaş, kıtlık ya da buhran yokken nasıl oluyor da yıllarca karşı propagandasını yapan ve bu konuda çok hassas olan AKP iktidarı döneminde de olabiliyor?

3. KARA PROPAGANDA: “CHP ve  İSKİ Yolsuzluğu”
AKP’lilerin yıllardır takıntı bir şekilde durmadan vurguladığı İSKİ Olayı aslında AKP’ye verilen çok büyük bir ahlak dersi vardır.
Her şeyden önce İSKİ Olayı CHP değil, SHP döneminde ortaya çıkmıştır. Ancak siyasi bir miras olarak faturası hep CHP’ye kesilmiştir.
Bunu normal görelim. O dönem CHP’liler, SHP’de siyaset yapıyordu. Ama burada normal olmayan bir durum var. AKP, yeni kurulan bir parti olarak geçmişte hiçbir partinin enkazını sahiplenmiyor. O partilerin yolsuzluklarıyla kendini ilintilendirmiyor. Ama çok ilginçtir siyasi mirasına gelince kendisini bir ANAP, DP gibi görüp Özal’ın ve Menderes’in siyasi mirasını misyonu yaptığını söylüyor.
Sağ partiler hileli iflas edip tabela değiştiren şirketler gibi geçmişin mirasını alıyorlar ama sorumluluğunu kabul etmiyorlar. Her 10 yılda bir yeniden kuruldukları için Parti geçmişleri yok gibi görünüp, ta 1930’ların CHP’sini acımazsızca eleştirebiliyorlar.
Gelelim İSKİ dönemine…
AKP’lilerin büyük çoğunluğu o dönem ANAP’ta siyaset yapıyordu ve Özal’a destek verdiler. Bunu gururla söylerler hep. ANAP’ın İSKİ’yi defalarca katlayacak “Hayali İhracat“ vurgunlarına ve Özalların Prenslerinin, Papatyalarının yolsuzluklarına niye sahip çıkmıyorlar?
Özal’ın yaptığı köprüyle övünüp, hayali ihracat dosyası ile yüzü kızarmamak nasıl bir ahlak?
İSKİ olayı ortaya çıkınca ilk hareket eden Sözen’dir. İçişleri Bakanlığı’nı arayıp en iyi müfettişlerini görevlendirerek olayı detaylarına kadar soruşturmasını istemiştir.
SHP bu olayın ortaya çıkması üzerine AKP’lilerin Deniz Feneri’nden beri her yolsuzlukta ortaya attığı “Şu güç Komplo kurdu, bu güç operasyon yapıyor..” gibi senaryolara sarılmamıştır.
Daha sonra İSKİ davası sorumluları AKP’lilerin o dönem “CHP’lilerin elinde” olduğunu söyledikleri mahkemelere çıkartılarak yargılanmış suçlular hapis cezaları almış, paralar hazineye iade edilmiştir.
Dönemin İSKİ müdürü Ergun Göknel bugün zor koşullarda eski bir eşinden kalan emekli maaşı ile yaşamaktadır.
Soruyoruz…
AKP’nin ta İstanbul Belediyesi’ndeki büyük yolsuzluklarından, Deniz Fenerinden ve son zamanlarda insanların midesini bulandıran milyarlarca dolarlık organize vurgunlarından kim yargılandı?
Evet, SHP döneminde İSKİ Olayı oldu. Sorumluları CHP’li denilen mahkemelerde yargılandı cezalandırıldı. Kimse lobi operasyonu gibi senaryo yazmadı.
Sözen örnek bir davranışla olayın incelenmesi için İçişiler Bakanı’ndan en iyi müfettişleri talep etti.
CHP’lilerin gösterdiği bu samimi ve medeni davranışı niçin gece gündüz CHP’ye İSKİ yüzünden saldırıp, İSKİ’nin yanında milyon kat daha büyük kendi yolsuzluklarına gelince yüzlerce senaryo yazan AKP’liler gösteremiyor?
CHP’nin İSKİ Davasındaki tutumu AKP’ye büyük bir olgunluk ve ahlak dersidir.
Aynı davranışı haklarında korkunç kasetler çıkan AKP’lilerden de bekliyoruz.
Size bir öneri. Komplo ya da oyun gibi bir korkunuz varsa mahkemeleri dağıtmak yerine, TV’lerde Canlı yayınlayın. Herkesin iddiası ve delili ortaya dökülsün. O mahkemelerdeki her türlü iddiayı ve delili gören halkın vicdanında oluşacak karar gerçek karardır.
Sandıkta da ancak böyle aklanırsınız.

4. KARA PROPAGANDA: CHP döneminde İstanbul’u çöp götürüyordu… Nurettin Sözen’in İstanbul’a hiçbir hizmeti olmadı…
SHP’nin Belediye yönetiminde bir dönem işçi grevi yüzünden İstanbul’da çöpler toplanmadı. AKP bunu genelleştirerek SHP dönemi hiç  çöp toplanmadı gibi bir algı yarattı.
SHP döneminde asla taşeron işçi kullanılmamış, belediye işçilerine sendika, grev, toplu sözleşme gibi sosyal haklar sonuna kadar verilmişti. Nurettin Sözen, “ Önce İnsan “ diyerek o dönem işçiler ile toplu sözleşmeler için görüşmeler yapmış, ancak bazı aksilikler çıkmıştı. Görüşmeler sırasında yaşanan tıkanıklık belediyenin çöp toplama hizmetlerini engelledi ve kentte çöp sorunu başlattı.
Evet kabul ediyorum, kent sağlığı ile ilgili bir sorundu. Sözen’in işçilerle toplu sözleşme görüşmelerini onların özlük haklarına saygı duyarak müzakerelerle gerçekleştirmeye çalışması sırasında çıkan anlaşmazlıklar bir anda İstanbul’u bu sorunla karşı karşıya getirdi.
Müzakereler sonucunda Belediye işçileri belki de İstanbul belediyesinin tarihinin en rekor zamlarından birisini aldılar. Sözen işçilere enflasyon oranının üstünde ekstradan %10 refah zammı vermişti.
Daha sonra belediye yönetimini alan Tayyip Erdoğan ve sonrasındaki AKP ekibi, belediye işçilerini tutmak ve onların sosyal haklarını korumak yerine taşeronlaştırmayı hızla arttırarak, belediyelerde hiçbir sosyal ve özlük hakları olmayan taşeron işçi sistemine geçtiler.
Sözen, İşçi ve Emekçi haklarına saygının kurbanı olmuştu. Sözen topu topu 4 yıl başkanlık yaptı. AKP 20 yıldır İstanbul’u ve 12 yıldır devleti yönetiyor; bütün kamu kaynakları sonuna kadar elinde ve durmadan kendisini 4 YILLIK Sözen dönemi ile kıyaslıyor. Bu baştan sona vicdansızlıktır.
CHP döneminde şu yoktu, bu yoktu diyen AKP’lilere soruyorum. CHP’den önce çok sevdiğiniz Dalan ve öteki Sağ partiler vardı onların döneminde bütün bunlar vardı da Sözen mi yok etti?
Niçin şu yoktu bu yoktu diye durmadan vurguladığınız eksiklikleri Sözen öncesi desteklediğiniz ANAP yönetiminden de aynı şekilde sormuyorsunuz?
Sözen’in en büyük talihsizliği, yönetimi boyunca Türkiye’nin en kurak yıllarından birisini geçirmesidir. Daha önceki yönetim zamanında ciddi hiçbir yenilenme yapılmayan şu taşıma sistemlerine ve alt yapısına Sözen büyük kaynak aktarmak zorunda kalmıştır.
İstanbul’un susuzluğunu 20 yıldır dilinden düşürmeyen AKP yönetiminin sadece bu kışın kurak geçmesiyle durumlarını daha birkaç ay önce gördük. İstanbul’un hem de kışın 29 gün gibi bir su stoku kaldığı basına yansımıştı.
Her dönem kötü adam gösterilip linç edilen Sözen, AKP’nin gururla sunduğu birçok projeyi başlatan adamdır.
İstanbul’da Metro’yu ilk düşünen ve başlatan adam Sözen’dir. Taksim- Şişli- Yeni Levent arasındaki 14 km’lik Metro’nun bizzat 10 km’si Sözen tarafından yapılmıştır. İstanbul’un su sorununu çözmek için Istıranca’dan şu getirecek regülatörler ilk Sözen zamanında yapıldı. Melen projesini ihale etti. Erdoğan’ın ”Ecdad Abdülhamit’in rüyasını gerçekleştirdim ” dediği Marmaray’ı hazırlayıp ihale aşamasına getirdi.
İlk çift katlı otobüsler ve özürlüler için otobüs bu dönemde alındı.
İlk biyolojik arıtma tesisleri İstanbul’da bu dönemde kuruldu. İstanbul’un eskiyen Kanalizasyon, Su gibi alt yapılarına büyük yatırımlar yapıldı.
İstanbul’da ilk Doğalgaz çalışmasını başlatan kişi yine Sözen’dir.
İstanbul aşığıyım diye geçinen Tayyip Erdoğan, İstanbul’un siluetini bozan binalar için bir çocuk gibi “ küstüm “ açıklaması yapmıştı. Benzer bir olay Sözen zamanında yaşandı. Sözen kamuoyunda çok tartışılmasına rağmen İstanbul’un siluetini bozuyor diyerek Park otelin ekstra 20 katını hiç düşünmeden yıkmıştı.
Bu olay bile Sözen’in kamuoyunda nasıl hakkının yenildiğini göstermektedir.
5. KARA PROPAGANDA: “Kılıçdaroğlu SSK’yı batırdı, Rahşan Affı ile kurtuldu.”
Bu da AKP’liler tarafından dilden düşmeyen kara bir propagandadır.
Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir. SSK, bakkal dükkânı ya da holding değildir. Kar değil, hizmet anlayışına dayanır. Birçok ülkede SSK’lar zarar eder ve finansmanı kamu bütçesinden sağlanır.
AKP zihniyetinin mantığıyla olayı ele alalım ve kar etmesi gerektiğini düşünelim. SSK’nın genel politikalarını müdürü değil, iktidar belirler. Eğer ortada zarar ya da bir başarısızlık varsa iktidar partilerinin politikalarını uygulayan bürokrat yöneticiler değil, iktidar partisi bizzat sorumludur.
Kılıçdaroğlu 1992 -99 SSK Müdürlüğü döneminde çoğunlukla AKP’lilerin o dönem oy kullandığı ANAP, DYP gibi partilerle çalışmıştır. Eğer bir zarar hesabı sorulacaksa AKP’lilerin o dönemlerde aktif destekledikleri bu partilerinden sorulmalıdır.
SSK’nın o dönemdeki zararlarında en etkin faktör Özal tarafından çıkartılan erken emeklilik ve 1990li yıllarda Merkez Sağ partilerin popülist politikalarıdır.
Gelelim AKP yönetimindeki SGK’ya..
“2014 yılında sosyal güvenlik kuruluşlarının toplam gelirleri 174,4 milyar lira, toplam giderleri 196 milyar lira ve gelir-gider açığın ise 21,6 milyar lira olacak. GSYH’ye oran olarak da gelirleri yüzde 10,15, giderleri yüzde 11,40 ve açığı yüzde 1,26 olarak gerçekleşecek.
Yani SGK’nın 2014 yılı bütçesindeki zararı 21, 4 milyar TL oldu.
Bu da Başbakan Erdoğan’ın SGK performansı.
Başka söze gerek var mı?
AKP’nin SSK propagandasının bir başka zehirli yüzü “ Rahşan Affı ile Kurtuldu “ Yalanı
O dönem SSK’yı dolandırmak suçundan açılan bir soruşturma dosyasında Kılıçdaroğlu da vardı. Ancak yargılanan ya da sanık olarak değil, kendisinden bilgi alınan “ ifade sahibi “ olarak yer alıyordu. Dosya daha sonra Rahşan Affı ile kapatıldı. Yolsuzluğun ya da Rahşan Affı’nın Kılıçdaroğlu ile bir ilgisi yoktur.

Tayyip Erdoğan’ın tam 3 büyük Yolsuzluk Dosyası Rahşan Affı ile kapatılmıştır.
Akbil, İSKİ ve İGDAŞ gibi “Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalar ise hala Erdoğan’ın dokunulmazlığının kalkmasını bekliyor.
Gördüğünüz gibi AKP’nin kara propaganda yoluyla durmadan tekrarlayıp, şehir efsanesine çevirdiği yalanların hiçbir karşılığı yoktur. Medyayı Alo Fatihlerle kuşatan ve açtığı bir pastaneyi bile haber yaptıran Erdoğan bu kara yalanlarına verilen cevapları sansür ettirmekte ve özellikle o dönemleri yaşamayan, yeni yetişen gençleri yalanlarıyla uyuşturmaktadır.

*Not: 2014 Seçim Çalışmaları linki altındaki yazılar CHP Genel Merkezi tarafından partililere gönderilen Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden oluşturulmuş bilgilendirme mesajları olup, sitemizde aynen yayınlanmıştır.

09/05/2015

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ NURETTİN CANİKLİ’YE YANIT

AK PARTİ GRUP BAŞKAN VEKİLİ NURETTİN CANİKLİ’YE YANIT
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, İstanbul’da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Burak Can Karamanoğlu için, “Kılıçdaroğlu’nun illegal askerleri tarafından katledildi bu kardeşimiz, bu vatan evladımız. Ciğerimiz yanıyor” dedi.
“Her zaman destekçisi oldu, onları kolladı. Milletvekilleriyle birlikte, bütün örgütleriyle birlikte destek verdiler. Polisin karşısında, devletin karşısında, milletin karşısında ama bunların yanında durdular. Kardeşimizi, fidanımızı katleden de Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği, desteklediği bu illegal örgütler. Bütün milletimizin bunu bilmesi gerekir. Kılıçdaroğlu’nun illegal askerleri tarafından katledildi bu kardeşimiz, bu vatan evladımız. Ciğerimiz yanıyor. Genç kardeşimize Allah’tan rahmet diliyoruz, bütün ailesine buradan yürekten başsağlığı diliyoruz, Cenab-ı Hak bütün ailesine, bütün hemşehrilerimize sabır versin.”

YANIT:
Size yapmayın !!! bu dili kullanmayın !!! dedikçe, daha da azgın bir biçimde ağzınızdan köpükler saçarak aynı kamplaştırıcı dili kullanmaya devam ediyorsunuz.
Ve hiç utanmadan sadece tek bir gerekçe ile bunu yapmaya devam ediyorsunuz: İKTİDARINIZIN DEVAMINI SAĞLAMAK.
Alın iktidarınız sizin olsun. Alın Bütün Türkiye’nin oyları sizin olsun. Bunlar gencecik yaşamları yerine geri getirecek mi ?!!!
Küçücük çocuklar, gencecik çocuklar, gencecik polislerin ölümünü SADECE BU AMAÇ İÇİN kullanıyorsunuz. EN VİCDANSIZ EN İĞRENÇ AYRIMCI dili kullanarak.
Bir oy, bir oy daha, bir seçim bir seçim daha kazanayım diye !!! ALIN BÜTÜN SEÇİMLER SİZİN OLSUN. ALIN BÜTÜN OYLAR SİZİN OLSUN.
Bu nasıl bir azgınlık, bu nasıl kanlı bir siyaset dilidir. Biz ve “ONLAR” diye diye ülkeyi resmen iki kapma böldünüz. Partiniz ve SİZİ BU KÖPÜKLER SAÇAN DİLİ tasvip etmeyen diğer tüm HALK.
NE ZAMAN DURACAKSINIZ ?!!! NE ZAMAN BU VAHŞİ VE VAHŞET İÇEREN ANLAYIŞINIZDAN KUCAKLAYICI VE İTİDALLİ BİR DİLE GEÇECEKSİNİZ ?!!!
Türkiye tarihinin hiç bir döneminde bu dile tanık olmadı. Ama hiç bir döneminde !!!
Daha küçücük bir çocuğun toprağa verileceği saatte; “ÖLÜ SEVİCİLER” diyen…. Aynı saatlerde; “BERKİN’İN FİŞİNİ TAM SEÇİM ÖNCESİ VE BUGÜNE ÖZEL OLARAK ÇEKTİLER” diyen milletvekilleri yolsuzluğa bulaşmış bakanları ile….. Mahkemelere müdahale ederken adeta bir düşmandan bahseder gibi “HAKİM ALEVİ” diyen başbakanları bakanları ile….Adı en büyük yolsuzluk sürecine karışmış ama utanmadan “BUNU BANA ATEİST, YAHUDİ VS SÖYLESE ANLARIM” diyen 700 BİN TL kol saati takan bakanları…
Ana muhalefet partisinin Genel Başkanına geldiği günden itibaren TÜSİAD toplantılarından, miting alanlarına defalarca ” ALEVİ ” kimliğine gündeme getirererk kendince saldırmaya kalkan başbakanları ile…..sayısız sayısız sayısız örnek …derken….
Devletin soyulduğunun resmi kaydını içeren Sayıştay raporlarını sümen altı ettiren, meclise gelirse “DUMAN OLURUZ” diyen….yeni bakanlar çıkıyor….Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, “Kardeşimizi, fidanımızı katleden de Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği, desteklediği bu illegal örgütler” dir diyor
TIPKI; Reyhanlı’da tamamen kendi politikaları sonucu onlarca gencecik insan paramparça olup öldürken, bizzat kendi talimatları ile Uludere (Roboski) de üzerine bomba yağdırılan gencecik çocuklar can verirken üç maymunu oynadıkları gibi…BU KAMPLAŞMAYI BİLEREK VE İSTEYEREK YAPTIKLARINI İTİRAF EDEMEDİKLERİ GİBİ !!!
TIPKI; Zırhlı araç içerisinde gergin bir ortamda görev yapan bir polis memurunun “Kalp krizi” ile can vermesini SEÇİM için kullanan, Daha gençliğe adım atmamış bir çocuğun ölümünü BAŞSAĞLIĞI DİLEMEKTEN BİLE İMTİNA EDEREK, Ankara da “Biz çocukların eline sapan vermiyoruz, molotof vermiyoruz tablet veriyoruz” diye SEÇİM MALZEMESİ yapan Hükümetin Başı ve Bakanlar….
TAM BİR SALDIRGANLIK, TAM BNİR VİCDANSIZLIK, TAM BİR İHTİRAS, TAM BİR ZIVANADAN ÇIKMA HALİ !!!
Ortamı germeyin diye bağırıyoruz hala ve utanmadan devam edip bu söylemi, yine gencecik bir evladımızın ölümü için kullanıyorsunuz !!!
Hem de yine en alçakça ifadeler ile CHP yi ilişkilendirerek kullanıyorsunuz. Hiç UTANMA, HİÇ SIKILMA KALMAMIŞ ANLADIK !!! ZERRE KADAR VİCDAN ZERRE KADAR ALLAH KORKUSU DA MI KALMAMIŞ SİZDE ?!!!
TÜM BUNLAR TAM DA SENİN BU HASTALIKLI ZİHNİYETİNİN SONUÇLARI OLARAK ORTAYA ÇIKTI ÇIKIYOR. TÜM BU GERGİNLİKLER AĞZINDAN KÖPÜK SAÇAN BU SİYASET ANLAYIŞIN NEDENİ İLE YAŞANIYOR. TEK SEBEP BU !!! HALA BU AĞZI KULLANARAK EN GERGİN ORTAMLARDA, KAMPLAŞTIRMAYA DAHA DA GERGİN ORTAMLARA TOPLUMU SOKMAYA “ÖZEL” ÇABA GÖSTERİYORSUNUZ.
YAZIKLAR OLSUN SİZE DE SEÇİM ANLAYIŞINIZA DA !!! ALIN TÜM SEÇİMLER SİZLERİN OLSUN !!!
BİR TEK GENCİMİZİ, BİR TEK ÇOCUĞUMUZU GERİ GETİREBİLECEK MİSİNİZ ?!!!
Tüm yaşamını yitiren gençlerimize, evlatlarımıza, polislerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Sabır diliyoruz. En derin şekilde acılarını paylaşıyoruz. İKTİDARIN TAMAMININ KULLANDIĞI BU DİL karşısında tüm halkı, tüm toplumu kucakladığımızı bir kez daha bağırarak ifade ediyoruz. Ve tekrar ediyoruz HİÇ BİR SEÇİM HİÇ BİR OY, HAYATININ BAHARINDAKİ BİR CANIN KAYBINDAN ÖNEMLİ DEĞİL !!!
Sevgili gençler, SEVGİLİ HALKIMIZ kullanılan bu dile dikkat edin. Bu riyakar seçim diline, kamplaştırıcı üsluba dikkat edin. HİÇ BİR İKTİDAR, HİÇ BİR SEÇİM HİÇ BİR ANLAYIŞ CANINIZI ACITMAYA DEĞMEZ. HELE CANINIZI VERMEYE HİÇ DEĞMEZ !!! SİZİ ALDATMAYA, SİZİ KULLANMAYA, ALÇAK HESAPLARLA ÜZERİNİZDEN YAPILAN OY HESAPLARINA ASLA VE ASLA DESTEK VERMEYİN. EN AĞIR CEZAYI VERİN. GÜN SÜKUNET GÜNÜDÜR. GÜN BİR ARADA BARIŞA EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ GÜNDÜR !!!
İTİDAL, AKIL , SAĞDUYU VE HOŞGÖRÜ TELKİN EDİYOR EN İÇTEN DUYGULARLA AİLELERE BAŞSAĞLIĞI DİLİYOR VE ACILARINI PAYLAŞIYORUZ!!!

*Not: 2014 Seçim Çalışmaları linki altındaki yazılar CHP Genel Merkezi tarafından partililere gönderilen Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden oluşturulmuş bilgilendirme mesajları olup, sitemizde aynen yayınlanmıştır.

09/05/2015

Sorulara Yanıtlar

İDDİALAR VE YANITLARI
Halk bugün RTE’den kurtulmak istiyor ancak kafasında tereddütler var. AKP’den vazgeçmesi ve CHP’ye oy verebilmesi için aşağıdaki tereddütlerin giderilmesi gerekir.

1. Ekonomi rayında gidiyor. RTE giderse rahatımız bozulur. Muhalefette ekonomiyi bilen ve iyi yönlendirecek kimse yok.
2. Çözüm süreci iyi gidiyor. En azından şehitler gelmiyor. Aileler rahat. AKP giderse çatışma başlar yine evlatların cenazesi gelir.
3. Dinimize karışan yok. Başörtüsü her yerde serbest. RTE giderse eski yasaklar gelebilir.
4. AKP giderse yerine gelecek olanlar çalmayacak mı? Bunlar küplerini doldurdular yeni geleceklerde dolduracaklar.
5. Muhalefetin akılda kalan ülkenin geleceğiyle ilgili hiçbir projesi yok.
6. Hükümet yoksullara yaşlılara dullara yardım ediyor. AKP giderse bunlar kesilir. Ortada kalırız.
Bu sorulara yanıt şeklinde hazırladığımız Destek Metni aşağıdadır.

İDDİA-1: “Ekonomi rayında gidiyor. RTE giderse rahatımız bozulur. Muhalefette ekonomiyi bilen ve iyi yönlendirecek kimse yok.”

YANIT-1:
EKONOMİ RAYINDA GİTMİYOR. STANDART&POORS (S&P) ULUSLARARASI DERECELENDİRME KURULUŞU, DAHA GEÇEN GÜN, YABANCI SERMAYE HAREKETİNE BAĞLI VE EN KIRILGAN 3 ÜLKE ARASINDA TÜRKİYEYİ SAYDI. (5 MART 2014). ÜÇ ÜLKE KİM? İÇ SAVAŞ’A DÖNEN UKRAYNA, YILLARCA SÖMÜRGE OLAN AFRİKA ÜLKESİ GANA VE TÜRKİYE. KIRILGANLIK NEDEN?

A- EKONOMİ DOĞRUDAN VE GÖBEKTEN YABANCI SERMAYE AKIŞINA BAĞLI

B- TASARRUF ETMİYOR. ÖZ KAYNAK OLUŞTURMUYOR YABANCI SERMAYEYE MUHTAÇ

C- İÇ POLİTİKA RİSKLERİ, YÖNETİM ANLAYIŞI VE HUKUK DÜZENİNİN, BAĞIMSIZ YARGIYA GÜVENİNİN ORTADAN KALKMASI ÇÜNKÜ BUNLARA YERLİ VE YABANCI SERMAYE DOĞRUDAN İHTİYAÇ DUYUYOR.
(GEÇEN GÜN ALİ BABACAN DA, KRİTERLERİMİZ; KOPENHAG AB KRİTERLERİDİR. ŞANGAY KRİTERLERİ DEĞİL DEDİ. ÇÜNKÜ YABANCI BUNA BAKIYOR)

D- KAMU KAYNAKLARININ DOĞRU YÖNETİLMEMESİ, TALAN EDİLMESİ, VAR OLAN ÜLKE POTANSİYELİNİ 2-3 KAT BÜYÜTECEK İKEN, KRİZLERE AÇIK HALE GETİRİYOR. SOYGUN, HUKUKSUZLUK, FAŞİZAN YÖNETİM EKONOMİ İÇİN DOĞRUDAN TEHDİT.

E- DEMOKRASİ, HUKUK, ŞEFFAFLIK VE DÜRÜSTLÜK PİYASA İÇİN, YERLİ VE YABANCI HER YATIRIMCI İÇİN, TARTIŞMASIZ EN ÖNEMLİ İHTİYAÇ.

KENDİSİYLE EN UFAK TERS DÜŞMEDE; YAPACAĞI YATIRIMI İPTAL EDİP, İHALESİNİ ELİNDEN ALIP BAŞKALARINA PEŞ KEŞ ÇEKECEK BİR BAŞBAKAN VAR KARŞIDA. BU DA TEK ADAM DİKTATÖRLÜKLERİNDE OLAN BİR ŞEY.

BU İSTİKRAR DEĞİL İSTİKRARSIZLIK DEMEK !!!
YENİŞ İŞ İMKÂNLARI OLUŞTURACAK TÜM YATIRIMCILAR İSTİM ÜZERİNDE. TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA.
MEDYADAN, İNŞAATA, ALT YAPI YATIRIMLARINDAN, MİLLİ EĞİTİME, SAĞLIKTAN TARIMA HER KONUYU TEK ADAM MENFAATLERİ İLE DÜZENLİYOR VE GEREĞİNİ YAPMAYANI TEHDİT EDİYOR !!!

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE RİSK DAHA DA ARTACAK. KENDİNCE SUÇLADIĞI YABANCI ÜLKELERİ VE SAVAŞA GİRDİĞİ CEMAAT İŞ ADAMLARINI (TUSKON) DA İÇİNE ALAN DAHA SERT POLİTİKALARA DÖNECEK.

CHP NİN EKONOMİ VE MALİYE BAKANLIĞI YAPABİLECEK, SON DERECE TECRÜBELİ, DEVLETTE EN ÜST NOKTALARDA YILLARCA ÇALIŞMIŞ, ULUSLARARASI YETKİNLİĞİ BULUNAN EN AZ 10 EKONOMİ VE MALİYE BAKANI ÇIKARACAK KADAR ZENGİN VE DONANIMLI KADROSU MEVCUTTUR. VE BUNLAR NAMUSLU VE ONURLU İNSANLAR !!!
İDDİA-2: “Çözüm süreci iyi gidiyor. En azından şehitler gelmiyor. Aileler rahat. AKP giderse çatışma başlar yine evlatların cenazesi gelir.”

YANIT-2:
BARIŞA TA YILLAR ÖNCESİNDEN BERİ SHP DÖNEMİNDEN BERİ, HER DAİM KATKI SUNMAYA ÇALIŞAN, GERÇEK BARIŞI İNŞA ETMEK İSTEYEN CHP GELENEĞİDİR.
BU İNSANLARI EN ZOR DÖNEMLERİNDE PARTİ BÜNYESİNDEN ADAY GÖSTERİP MECLİSE TAŞIYAN CHP GELENEĞİDİR. PARTİ OYLARININ DÜŞMESİNİE, YILLARCA ÜZERİNE SALDIRILMASINA RAĞMEN TÜM BUNLARI GÖĞÜSLEYEREK O MÜCADELE VERİLMİŞTİR.
BARIŞ-HUZUR VE KARDEŞLİK İÇİN HİÇ BİR SORUMLULUKTAN VE ÖZVERİDEN KAÇINILMAYACAKTIR. DEMOKRASİ VE HUKUK EŞİT VE ADİL ŞEKİLDE İŞLETİLECEKTİR. HERKESİN ONURUNU KORUDUĞU, HERKESİN EŞİT KABUL EDİLDİĞİ, KİMSENİN ÖLMEDİĞİ, BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE BİR ÜLKE İNŞAASI OLUŞTURULACAKTIR.

HİÇ BİR ANA OĞLU ASKERE GİDERKEN KORKMAYACAKTIR.
HİÇ BİR ANANIN OĞLU DAĞA ÇIKMAK ZORUNDA KALMAYACAKTIR. BİZİM YILLAR ÖNCE ORTAYA KOYDUĞUMUZ KÜRT SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ, BUGÜN GELİNEN NOKTANIN ÇOK DAHA İLERİSİNDE BARIŞ VE HUZUR POLİTİKALARI İÇERİYORDU.

BİZ BARIŞI VE KARDEŞLİĞİ KALICI HALE GETİRECEĞİZ.
KİMSEYİ ALDATMADAN, YALAN SÖYLEMEDEN, SEÇİM OYUNLARINA, OY TOPLAMA TEZGAHLARINA GİRMEDEN.
BÖLGEDE DİNİ SİYASETE ALET ETMEDEN.
HİÇ KİMSE BARIŞ SÜRECİNİN CHP NEDENİ İLE AKAMETE UĞRAYACAĞINI DÜŞÜNMESİN.
BARIŞ VE HUZURUN TEMİNATI CHP OLACAKTIR.
İDDİA-3: “Dinimize karışan yok. Başörtüsü her yerde serbest. RTE giderse eski yasaklar gelebilir.” (Özellikle muhafazakâr kesim )

YANIT-3:
GEÇMİŞTE YAPILAN YANLIŞ UYGULAMALAR CHP TARAFINDAN YAPILMAMIŞTIR. DİNİ SİYASETE ALET EDEN DİN BEZİRGÂNLARI İLE MASUM VE TEMİZ İNANÇLI İNSANLARIMIZI KARŞI KARŞIYA GETİRDİLER. BUNU BİLEREK VE İSTEYEREK YAPTILAR. KENDİLERİ ARADAN SIYRILIP SOYGUN VE YALAN DÜZENİ KURSUN DİYE YAPTILAR.
CHP HİÇ KİMSENİN DİNİ YAŞAMASINA, İBADETİNE, BAŞÖRTÜSÜNE, OKULUNA KARIŞMAYACAKTIR.
BUNU TAAHHÜT ETMEKTEDİR.
AYNI ZAMANDA HİÇ BİR GİZLİ / AÇIK YAPIYA, DİN BEZİRGÂNLIĞI YAPARAK SİYASET YAPMAYA, HALKI SOYMAYA KALKAN KİŞİ VE KURUMA DA İZİN VERMEYECEKTİR.
İNANÇLAR KİŞİ VE ALLAH ARASINDADIR, KUTSALDIR VE DOKUNULAMAZDIR.
AYNI ZAMANDA HİÇ BİR KİŞİ VE KURUM TARAFINDAN DA KULLANILMASINA MÜSAADE EDİLMEYECEKTİR.

 

İDDİA-4: AKP giderse yerine gelecek olanlar çalmayacak mı? Bunlar küplerini doldurdular yeni geleceklerde dolduracaklar.

YANIT-4:
HIRSIZLIK, YALAN VE TALAN YENİ BİR ŞEY DEĞİL. YILLARCA YAPTILAR. GELDİKLERİNDEN BERİ YAPIYORLAR. SADECE YENİ ORTAYA DÖKÜLDÜ. TÜM BUNLARI BERABERCE YAPTILAR.

ÇÜNKÜ BU ZİHNİYET, KAN KOKUSUNA BAĞLI KÖPEK BALIĞI MİSALİ YAŞIYOR. AĞZINA KAN DEĞMİŞ BUNLARIN, VAZGEÇMEZLER, VAZGEÇMEYECEKLER. DOYMAZ VE BİTMEK BİLMEZ İHTİRASLARI DAHA DA ARTACAK. BUNLARIN, YETER DEDİĞİ VE DİYECEĞİ YOK.

BURADAN BİR CEZA ÇIKMADIĞINI GÖRDÜKÇE, DAHA DA AZGINLAŞACAKLAR. DAHA BÜYÜK DAHA ACIMASIZ ÜLKE SOYGUNLARI YAPACAKLAR.

CHP DÜRÜSTLÜK PRENSİPLERİNİ, ŞEFFAF YÖNETİM ANLAYIŞINI VE TEMİZ SİYASET POLİTİKALARINI YASAL ÇERÇEVEDE GÜVENCEYE ALACAĞINI TAAHHÜT ETMEKTEDİR.

YAPILMIŞ SOYGUNLARI HUKUKA ÖNÜNDE YARGILAYACKTIR. YAPILACAK HER TÜRLÜ YOLSUZLUK VE USULSÜZLÜĞÜ DE EN SERT ŞEKİLDE YASAKLAYACAK VE CEZALANDIRACAK HUKUK DÜZENLEMELERİ GETİRECEKTİR.

BİZ BUNLARA GELİN BU YASALARI ÇIKARTALIM DİYORUZ. BUNLAR DUYMAZDAN GELİYOR. NEDEN? ÇÜNKÜ DURMAK YOK ÇALMAYA DEVAM DİYORLAR !!!
İDDİA-5: Muhalefetin akılda kalan ülkenin geleceğiyle ilgili hiçbir projesi yok.

YANIT-5:
BUGÜN YAPILANLARIN BİRÇOĞU CHP PROGRAMLARINDAN DEVŞİRİLMİŞ TAKLİT EDİLMİŞTİR.

SOSYAL YARDIM POLİTİKALARI, KALKINMA-YATIRIM POLİTİKALARI, BÖLGESEL GELİŞMİŞLİK FARKLILIKLARININ GİDERİLMESİ, ADALETLİ GELİR DAĞILIMI, İŞSİZLİKLE MÜCADELE, EMEĞİN KORUNMASI, GENÇLERE YENİ İŞ OLANAKLARININ AÇILMASI, TEMİZ VE EŞİTLİKÇİ HALKÇI POLİTİKALAR İLE YÜRÜTÜLECEKTİR.

YEREL YÖNETİMLERDE BUGÜN GÖRDÜĞÜNÜZ, İKTİDARIN POLİTİKA YÜRÜTTÜĞÜ HEMEN TÜM KONULARI CHP BAŞLATMIŞTIR. HALK EKMEK, METRO, TOPLU KONUT, GECEKONDU ISLAH PROJELERİ, UCUZ TOPLU TAŞIM, ÇEVRE VE PARK DÜZENLEMELERİ, YEŞİL ALAN AÇILMASI HEP CHP NİN BAŞLATTIĞI VE İLK KEZ GETİRDİĞİ PROJELERDİR.
1989 DA YEREL YÖNETİM İKTİDARI İLE BAŞLAYAN BU SÜRECİN ÖRNEKLERİNİ BİLEN GÖREN HERKES TAKDİR EDİYOR VE HAKKINI TESLİM EDİYOR.
ÜLKE YÖNETİMİNE GELDİĞİMİZ DE GELECEĞİ AYDINLIK, ÇOK DAHA MÜREFFEH VE BARIŞ DOLU HALKTAN YANA BİR ÜLKE İNŞA EDECEĞİZ.
İDDİA-6: Hükümet yoksullara yaşlılara dullara yardım ediyor. AKP giderse bunlar kesilir. Ortada kalırız.

YANIT-6:
CHP HER ZAMAN MAZLUMUN, İHTİYAÇ SAHİBİNİN, YAŞLININ, EMEKLİNİN, DUL VE YETİMİN, EMEKÇİNİN, KISACA HALKIN YANINDA OLMUŞTUR.

BU YARDIMLAR, TOPLU TAŞIMADAN, EVLERDE BAKIM HİZMETİNE, SOSYAL DESTEKLERDEN, KONUT İHTİYACININ KARŞILANMASINA, SAĞLIK İHTİYAÇLARINA, İLAÇ TEDARİĞİNE KADAR HAYATIN HER ALANINDA ÇOK DAHA NİTELİKLİ VE YAYGIN ŞEKİLDE, İNSAN ONURUNA YAKIŞACAK BİÇİMDE VERİLECEKTİR. HEM DE HİÇ BİR AYRIM GÖZETMEDEN KİMSEYE BİR ŞEY DAYATMADAN. BENİ DESTEKLEMİŞ VEYA DESTEKLEMEMİŞ DEMEDEN !!! TAMAMEN KARŞILIKSIZ OLARAK. SADECE HALK İÇİN OLACAK !!!

CHP’NİN TÜM EKONOMİ POLİTİKALARI BARIŞ, HUZUR VE REFAH İÇİNDE YAŞAYAN BİR ÜLKE İÇİNDİR. HERKES AÇIP OKUYABİLİR. HERKES BUNDAN EMİN OLABİLİR. ÇÜNKÜ BİZ BUNLARI TAAHHÜT EDİYORUZ !!! BİZİ DESTEKLEYİN VE GÖRÜN !!!

*Not: 2014 Seçim Çalışmaları linki altındaki yazılar CHP Genel Merkezi tarafından partililere gönderilen Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden oluşturulmuş bilgilendirme mesajları olup, sitemizde aynen yayınlanmıştır.

09/05/2015

SİYASİ PARTİLERE HAZİNE YARDIMI

Bilindiği üzere barajı geçen siyasi partilerin bir kısmına her yıl Devlet bütçesinden yardım yapılmaktadır. CHP TABAN HAREKETİ olarak baraj sisteminin tamamına karşı olduğumuzu, kısıtlamaların geçiş dönemi gerekçesiyle yapılmış olsa bile geçerliliğini yitirdiğini, siyasi partilere yapılan yardımların milletvekili seçimleri yerine, yerel seçimlerde seçime katılan partilerin aldıkları oylara göre ödenmesi gerektiğinin doğru olduğuna inanıyoruz. Siyasi partilere dağıtılan hazine yardımın kaynağı genel bütçenin (B) cetvelinde yazılı gelirler; yurttaşların tamamından alınan beyanname üzerinden alınanlardan daha çok; motorlu taşıtlar, akaryakıt tüketim, özel iletişim, tüketim, emlak vergileri gibi dahilde alınan vergiler ile her türlü para cezaları, tapu, yargı harçları vs. oluşmaktadır. Vatandaşın ödediği vergi, ceza vb ödemelerden oluşan gelirden; oy’unu verdiği partiye hazineden yardım yapılmasının kısıtlanması demokratik, sosyal, hukuk Devleti ilkelerine aykırıdır.

Siyasi partiler yasasında değişiklik yaparak seçime katılan, oy pusulasında ismi bulunan tüm partilere hazine yardımı sayın yetkililerce yapılması vicdan ve hukukun gereğidir. Bu yasal düzenlemeyi yapmadığınız da kul hakkı yediğinizi, haksızlık yaptığınızı anımsatmak isteriz.

Sayın Hazineden yardım alan Parti ve mensupları;

Şimdiye kadar yanlış hesaba göz yumma, haksızlığı görmezden gelme, yurttaş haklarını yok sayma, hukuka uygun davranmama şeklinde hak ve doğruyu yok sayarak haksızlığa neden oldunuz. Hakkınız olmadığı halde; diğer partilerin oylarına isabet eden hazine yardımlarını da almaktan geri kalmadınız. Haksızlık giderilmediği sürece ahlaklı siyasetten bahsetmekte mümkün olmayacaktır.

Vicdanların kabul etmediği haksızlıkları gördükçe günümüzde Anayasayı değiştirmeye çalışanların 12 Eylül 1980 darbecilerin gerisinde olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. 1980 Anayasasının 68. maddesinde siyasi partilere yardımın temel ilkeleri yeterli düzeyde ve hakça yapılacağıdır. Bunun yasal gereğini yerine getirmek çok mu zordur? Sizlerden talebimiz yurttaşların kendi verdiği vergilerden kendi partisine pay verilmesidir. Konu bu kadar basit ve nettir.

22.04.1983 tarihinde kabul edilen 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının (SPY) Geçici 13. maddesiyle de genel bütçe gelirleri “B” cetveli toplamı dikkate alınmak suretiyle siyasi partilere Devletçe yardım yapılacağı, 25 Mart 1984 tarihinde yapılmış olan Mahalli İdareler seçimine katılmış olan partilere İl Genel Meclisi seçimlerinde kazandıkları sandalye sayısına göre ödeneğin % 30’u, ödeneğin kalan % 70’i T.B.M.M.’nde grubu bulunan partilere 6 Kasım 1983 tarihide yapılmış olan genel seçimlerde aldıkları geçerli oyların, bu partilerin toplam olarak aldıkları geçerli oylara oranına göre bölüştürülerek ödeneceği, yapılacak yardım miktarının da “B” cetvelinin beşbinde biri olacağı hüküm altına alınmıştır.

Görüldüğü üzere 1980 darbeci zihniyetin gerisine düşen sivil! Siyaset; 1988, 1989 yıllarında yaptıkları değişiklikle adeta Anayasanın“yeterli düzeyde ve hakça yapılacağı” buyruğu yok saymış, haksız uygulamaları kaldıracağı yerde daha da derinleştirmiştir. Bugünün siyasetçileri de görevlerini yapmayarak dünün haksızlığına ortak olmaktadırlar. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu siyasi partilerdir. Siyasi partileri seçimlerde figüran olarak görmek yanlıştır. İdeolojisi olan, fikirlerini ifade etmeye çalışan, seçimlere katılan her Parti saygıdeğerdir ve görüşlerinin, önerilerinin; yürütme ve yasama organlarınca dikkate alınması katılımcı demokrasinin gereğidir.

Partiler arasında hazineden yardım yapılırken yasa ile sınırlama getirilmesi, eşitlik ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı düzenleme yapılması yanlıştır. Haksız düzenlemenin ötesinde aşağıda açıklandığı şekilde her ne kadar % 7 oy oranı partilere yardım sınırı belirlenmiş ise de; milletvekili seçimlerinde alınan oyların hazine yardımı dağıtımında esas alınması, genel barajın % 10 olması, yasanın yanlış uygulanması hazine zararına yol açması yanında, fazladan hak edilmemiş paranın alınması nedeniyle de haksızlığı iki katına çıkarmaktadır.

2014 Bütçe gelirleri içindeki (B) cetveli net tutarı: 394.634.401.000,00 TL’dir. Bu tutar üzerinden hesaplanabilecek yardım tutarı dağıtılması gereken değil, dağıtılabilecek yardım tutarıdır. 2014 yılı itibariyle Siyasi Partilere Devlet yardımının paylaştırılmasına esas 2002 yılı milletvekili seçimlerinde alınan oylar aşağıdaki
gibidir
;
Gümrük Oyları Dahil 2002 MV Türkiye Geneli Seçim Sonuçları*

Toplam kayıtlı seçmen sayısı

52.806.322

Toplam oy kullanan seçmen sayısı

43.914.948

Toplam geçerli oy sayısı

42.941.763

Toplam geçersiz oy sayısı

973.185

Seçime katılma oranı

83,16%

Geçerli oyların seçime katılan siyasi partilere dağılımı ve bu dağılımın oranları

PARTİ ADI

Aldığı Oy
Sayısı

Aldığı Oy

Oranı %

Adalet ve Kalkınma Partisi

21.399.082

49,83%

Cumhuriyet Halk Partisi

11.155.972

25,98%

Milliyetçi Hareket Partisi

5.585.513

13,01%

Demokrat Parti

279.480

0,65%

Emek Partisi

32.128

0,07%

Millet Partisi

60.716

0,14%

Liberal Demokrat Parti

15.222

0,04%

Saadet Partisi

543.454

1,27%

Hak ve Eşitlik Partisi

124.415

0,29%

Halkın Sesi Partisi

329.723

0,77%

Doğru Yol Partisi

64.607

0,15%

Türkiye Komünist Partisi

64.006

0,15%

Milliyetçi Ve Muhafazakar P.

36.188

0,08%

Büyük Birlik Partisi

323.251

0,75%

Demokratik Sol Parti

108.089

0,25%

Bağımsızlar

2.819.917

6,57%

GENEL TOPLAM

42.941.763

100,00%

27.12.2013 tarih, 28864 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2014 yılı bütçe gelirleri (B) cetvelindeki net tutar 394.634.401.000,00 TL’dir. SPY’sı gereği beşbinde ikisi oranında hazine yardım tutarı 394.634.401.000,00 / 5000 x 2= 157.853.760,00 TL, 2014’de mahalli seçimlerin yapılması nedeniyle yardım iki kat uygulanacak olup; 157.853.760,00 x 2 = 315.707.520,80 TL yasa hükmü gereği siyasi partiler arasında “bu partilerin genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı olarak bölüştürülmek suretiyle” dağıtılması gerekmektedir. Yasanın hükmü bizce baştan beri yanlış uygulanmaktadır. Bütçe gelirleri (B) cetvelinde yazılı gelirler esas alınarak hesaplanacak yardım tutarı YSK tarafından ilan edilen geçerli oyların tamamına aittir. 2014 yılında dağıtıma esas 12 Haziran 2011 MV seçimlerindeki geçerli oy sayısı 42.941.763’dur. Bu durumda partilere aldıkları oy ve seçimlerdeki toplam geçerli oyların kıyaslanması sonucunda eğer baraj veya % 7’lik kısıtlama olmaması halinde aşağıdaki tutarlarda yardım hesaplanması yapılacaktı;

PARTİ ADI

Geçerli Oy Sayısı

Oy
Oranı %

Ödenmesi Gereken
Hazine Yardımı

Adalet ve Kalkınma Partisi

21.399.082

49,83%

157.325.891,11

Cumhuriyet Halk Partisi

11.155.972

25,98%

82.018.622,86

Milliyetçi Hareket Partisi

5.585.513

13,01%

41.064.649,88

Demokrat Parti

279.480

0,65%

2.054.734,87

Emek Partisi

32.128

0,07%

236.204,82

Millet Partisi

60.716

0,14%

446.383,58

Liberal Demokrat Parti

15.222

0,04%

111.912,03

Saadet Partisi

543.454

1,27%

3.995.469,75

Hak ve Eşitlik Partisi

124.415

0,29%

914.698,15

Halkın Sesi Partisi

329.723

0,77%

2.424.121,03

Doğru Yol Partisi

64.607

0,15%

474.990,18

Türkiye Komünist Partisi

64.006

0,15%

470.571,63

Milliyetçi ve Muhafazakar Parti

36.188

0,08%

266.053,91

Büyük Birlik Partisi

323.251

0,75%

2.376.538,94

Demokratik Sol Parti

108.089

0,25%

794.669,52

Bağımsızlar*

2.819.917

6,57%

20.732.008,73

Genel Toplam

42.941.763

100,00%

315.707.521

Kaynak: http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2011MilletvekiliSecimi/gumrukdahil/gumrukdahil.pdf
(*) Yardım siyasi partilere yapılacağından bağımsızların aldıkları oyların dikkate alınıp alınmaması gerektiği yasa ile düzenlenmesi gerekir kanaatindeyiz.

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere yasa hükmündeki geçerli toplam oylarla, siyasi partilerin oylarının kıyaslanması yolu ile dağıtım yapılmıştır. Hazine yardım kısıtlaması olmasaydı veya sıfır olsaydı seçime katılan siyasi partiler bu yardımı alabileceklerdi. Ancak baraj nedeniyle sadece Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi hazine yardımından yararlanmaktadırlar. Kısıtlama koymak suretiyle siyasi partilerin bir kısmına hazine yardımını esirgemek vicdan ve hukukla bağdaşmamaktadır.

2014 yılında siyasi partilere yapılan yardım miktarları aşağıdaki tutarlarda dağıtılacağı kamuoyuna açıklanmıştır.

Parti Adı

Oy Sayısı

Oy Oranı

Yapılan Yardım Tutarı

Adalet ve Kalkınma Partisi

21.399.082

49,83%

177.130.327,66

Cumhuriyet Halk Partisi

11.155.972

25,98%

92.343.259,20

Milliyetçi Hareket Partisi

5.585.513

13,01%

46.233.934,14

Barajı Geçen Partilerin aldığı oy miktarı

38.140.567

Geçerli oyların toplamı

42.941.763*

2014 yılında yapılabilecek hazine yardımı

315.707.521,00

(*)Genel oy oranı dikkate alınmaksızın doğrudan partilerin aldıkları oylar yardımla oranlanmak suretiyle dağıtım yapılmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki tabloda hesaplanan tutarlarda hazine yardımının fazladan dağıtıldığına, hazineye irat kaydedilmek üzere iade edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
PARTİLERİN FAZLADAN ALDIKLARI HAZİNE YARDIMI

PARTİ ADI Alınan Yardım
Tutarı
Alınması Gereken
Yardım Tutarı
Fazladan Alınan
Yardım Tutarı

Adalet ve Kalkınma Partisi

177.130.327,66

157.325.891,11

19.804.436,55

Cumhuriyet Halk Partisi

92.343.259,20

82.018.622,86

10.324.636,34

Milliyetçi Hareket Partisi

46.233.934,14

41.064.649,88

5.169.284,26

TOPLAM

315.707.521,00

280.409.163,85

35.298.357,15

Hazineye iade edilmesi gereken tutar

35.298.357,15


Daha adil, vicdana ve hukuka uygun olması açısından bir önceki yerel seçim sonuçları esas alınarak partilere yapılabilecek hazine yardım miktarları aşağıda hesaplanmıştır. Yapılan haksızlığın boyutları burada daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Partilere yapılan yardım Genel Mahalli İdareler Seçim Sonucu esas alınarak dağıtılmış olsaydı; en son yapılan 29.03.2009 tarihli mahalli seçimlerde İl Genel Meclisi Seçimleri Sonuçları esas alınarak 2014 yılındaki hazine yardımının baraj ve kısıtlama olmaksızın seçime katılan tüm partilere dağıtılması halinde partilerin alabilecekleri hazine yardımları aşağıdaki gibi olup, yapılan haksızlık daha çarpıcı şekilde ortaya konulmaktadır. Şöyleki;

YSK tarafından ilan edilen 2009 mahalli seçim sonuçları*:

Kayıtlı Seçmen Sayısı (Cezaevi Seçmenleri Dahil)

48.049.446

Oy Kullanan Seçmen Sayısı

40.932.260

Geçerli Oy Sayısı

39.988.763

(*)Kaynak: http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2009MahalliIdareler/ResmiGazete/IlGenel.pdf

Siyasi Partiler Geçerli Oy
Sayısı
Oy
%’si
Alınması Gereken
Hazine Yardımı
Fazla/Eksik
Hazine Yardımı

Adalet ve Kalkınma Partisi

15.353.553

38.39

121.214.856,19

55.915.471,81

Cumhuriyet Halk Partisi

9.229.936

23.08

72.869.476,20

19.473.782,80

Milliyetçi Hareket Partisi

6.386.279

15.97

50.419.071,77

-4.185.137,77

Anavatan Partisi

304.361

0.76

2.402.901,46

-2.402.901,46

Liberal Demokrat Parti

2.285

0.01

18.039,86

-18.039,86

Demokratik Sol Parti

1.139.878

2.85

8.999.229,55

-8.999.229,55

Demokratik Toplum Partisi

2.277.777

5.70

17.982.835,08

-17.982.835,08

İşçi Partisi

114.243

0.29

901.937,73

-901.937,73

Hak ve Özgürlükler Partisi

29.392

0.07

232.047,07

-232.047,07

Büyük Birlik Partisi

943.765

2.36

7.450.935,87

-7.450.935,87

Barış ve Demokrasi Partisi

36

0.00

284,22

-284,22

Millet Partisi

41.818

0.10

330.149,17

-330.149,17

Özgürlük ve Dayanışma Partisi

67.984

0.17

536.727,28

-536.727,28

Türkiye Komünist Partisi

85.507

0.21

675.069,72

-675.069,72

Demokrat Parti

1.536.847

3.84

12.133.262,45

-12.133.262,45

Saadet Partisi

2.079.701

5.20

16.419.043,70

-16.419.043,70

Bağımsız Türkiye Partisi

167.986

0.42

1.326.233,66

-1.326.233,66

Emek Partisi

48.939

0.12

386.368,80

-386.368,80

Halkın Yükselişi Partisi

6.197

0.02

48.924,73

-48.924,73

Bağımsız

172.279

0.43

1.360.126,49

-1.360.126,49

TOPLAM

39.988.763

1,00

315.707.521,00

Haksızlığı gidermeniz dileğiyle kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Saygılarımızla, 04.02.2014

CHP TABAN HAREKETİ
admin@chptabanhareketi.com

WordPress gururla sunar | Tema: Spicethemes tarafından geliştirilen Spiko