Ülkemizin Gelişmesi ve Kalkınması

Dün olduğu gibi ülkemiz kötü yönetilmektedir. İyi yönetildiğini iddia etmek, birtakım istatistik ve matematiksel yöntemlerle iyi göstermeye çalışmak halk dalkavukluğundan başka birşey değildir. Kötü yönetimin başlıca nedeni ise siyasi partilerimiz ve siyasi partilerin dar kadro anlayışla, delege ağalığı sistemi üzerine kurulu ufuk ve bilgiden yoksun yapılanmalarından kaynaklanmaktadır.

Sosyal ve Hukuk Devlet ilkeleri tamamen yok olmuştur. Başta; adalet, eğitim, sağlık ve güvenlij olmak üzere iflasın eşiğine yaklaşmış bulunmaktayız.

Ülkemizin kaynakları ve insan potansiyeli sorunları çözebilecek güç ve yetenektedir. Ancak; 100’ün üzerindeki mafya-çete tipi örgütlenme biçiminde kendini gösteren rant ve mafya ekonomisi, sosyal dengelerde uçurumlar oluşturmuş, devri zenginler sınıfı yaratmıştır. Mafya ile işbirliği halinde her kademedeki siyaset kurumları, halkımızda kendini yönetenlere karşı güven bunalımı doğmasına neden olmuştur. Devletin birliğini, üniter yapının bozulmasını, bölünmez bütünlüğü hedef alan iç ve dış güçler siyasi yapılanmamızdan kaynaklanan olumsuzlukları kullanmaya başlamışlar, ulusal onurdan yoksun, haysiyetsiz bakış açısı insanlarımızdaki umut ve sevgiyi de yok etmiştir.

Eskiden her 10 yıllarda tekrarlanan ve istikrarı bozan ekonomik, sosyal, kültürel, güvenlik vs. kriz süreçleri nerdeyse 6’şar aylık dönemlerde tekrarlanır hale gelmiştir. Dış politikamız ise adeta politikasızlaştırılarak hedefsizleştirilmiş, ulusal çıkarlar yerine emperyalist uluslararası sermaye kurumlarının çıkar odağı haline gelinmiştir. Vizesiz yurt dışına dahi çıkamayan yerli sermaye ve üreticilerimiz, hiç bir kısıtlamaya gidilmeksizin müstemleke anlayışıyla Cumhuriyetin kazanımlarını, kurumlarını, kuruluşlarını ve hatta canla korunan vatan topraklarını satın alır hale gelenlerle karşı karşıya bırakılmışlardır.

Hala onurunu korumaya çalışan, insan haklarını, evrensel hukuk kurullarını, laik-demokratik Cumhuriyet ilkelerini savunan T.C. Vatandaşlarının öncelikli ve ivedi ortak istemleri;

1- Vatanın bölünmez bütünlüğü ve üniter Devlet yapısının korunması,
2- Eğitim, sağlık alanlarında sosyal adalet ilkelerinin korunarak herkesin eşit ve hakça yararlanmasının sağlanması,
3- İşsizliğin önlenmesi, istihdam alanlarının genişletilmesi, ödenebilir en az ücretten vergi alınmaması yine ödenebilir en fazla ücret ile en az ücret arasındaki vergi oranının % 5’ler düzeyine çekilmesi,
4- Dolaylı vergilerin azaltılarak, gerçek gelirden vergi alınması,
5- Çocuk, genç ve yaşlılar başta olmak üzere halkımızın tüm bireylerinin insanca yaşayabilecekleri gelire kavuşmalarının sağlanması,
6- Vatan topraklarının satışının engellenmesi,
7- Halkın güvenliğinin sağlanması,
8- Yolsuzluk ve yoksullukla etkin ve kararlı savaşımı, mafya-çete ekonomisinin yok edilmesi,
9- Dış politikada; uluslar arası ilişkilerde karşılık çıkarların korunması, sınır komşularla iyi ilişkiler ve toprak bütünlüklerine saygı, ülke insanının onurunu ve haysiyetini koruyucu Devlet tavrının sergilenmesi,
10- Kamu hizmetlerinde partizanlığın son bulması, liyakat, kariyer, eğitim, Cumhuriyete ve ilkelerine bağlılık kıstaslarının atamalarda dikkate alınması,
11- Başta tarım ve sanayi olmak üzere, her alanda ulusal ekonomi politikaları oluşturarak, yer altı ve yerüstü zenginliklerinin halkın yarına kullanılması, güvenlik ve stratejik öneme haiz ekonomik ve sosyal kuruluşlarımızın yabancılara satışlarının engellenmesi,
12- Her ne olursa olsun ekonomik, sosyal, kültürel, adalet, eğitim ve güvenlikle ilgili DENETİM yetkisinin yasalarda gerekli değişiklikler yapılarak yargı denetiminde kamuya ait olmasının sağlanması,
13- Yargının hızlı ve doğru karar verebilmesi olanaklarının sağlanarak tamamen bağımsızlaştırılması,
14- Üniversitelerin özellikle bilimsel ve mali başta olmak üzere kesinlikle özerklikleri sağlanması, YÖK sisteminin tekrar gözden geçirilmesi, Cumhuriyet ilke ve devrimlerine aykırı davranış, düzenleme ve uygulamalara son verilmesidir.

Yukarıda sayılan öncelikli ve diğer insanca yaşamı kolaylaştıracak ve mutluluğu getirecek istemlerin gerçekleştirilmesi doğaldır ki; ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve toplumsal nitelikte mali kaynaklarla birlikte reform niteliğinde düzenlemeleri gerektirmektedir. Başta da söylendiği gibi ülkemiz kaynakları ve potansiyeli, tarihi birikimi sorunların üstesinden gelebilecek nitelik ve niceliktedir. Ancak tek koşulla;

SİYASETİN YENİDEN YAPILANMASI. Bunun içinde yapılması gereken; Anayasamızdaki siyasi partilerin kuruluş, çalışma usulü ve yönetimlerine ilişkin hükümlerine uygun, başlangıç bölümünde belirtilen temel hak ve özgürlükler, eşitlik ve sosyal adalet kuralları dikkate alınarak, sosyal hukuk Devleti ilkeleriyle bağdaşır yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması çözümleri kolaylaştıracaktır. Her ne kadar var olan yasalarımızda da partilerin demokratişmesi ve daha iyi hizmet verir hale gelmesini düzenleyen hükümler var ise de; beyanname suretiyle ödenen vergilerin nerdeyse 20 katını bulan mafya-çete ekonomisiyle işbirliği halindeki siyasetimiz, siyasi yapımız bir, iki paragraflık yasal düzenlemeleri bile çıkarlarını korumaya yönelik olarak kullandıkları gibi, demokratikleşmenin önünü açacak düzenlemeleri de görmezlikten gelmektedirler. Temelde yapılması gereken birkaç düzenleme dahi yeterli olabilecektir. Nedir bunlar?

1. ANAYASADA YAPILMASI GEREKEN DEĞİŞİKLİKLER; Anayasamızda değişiklik yapılarak öncelikle “Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar.” yerine ” Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, Silahlı Kuvvetler mensupları emniyet ve milli istihbarat sınıfındaki kamu görevlileri ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar.

2. PARTİLERE ÜYE YAZILIM ŞEKLİ; partiye üye olmak isteyen her vatandaş başvurularını doğrudan bizzat sadece kimlikleriyle birlikte ilçe seçim kurularına yapmalı. İlçe seçim kurulları her 4 veya 6 ayda bir üye listelerini parti il başkanlıklarına göndermeli eğer partisine kaydolanların parti üyelik koşullarını taşımadığını iddia ederlerse üyelikten çıkarma veya üyeliği askıya alma yerine partiler yargıya başvurarak üye başvurusunun iptalini isteyebilmelidir. Bunun içinde 298 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa’nın” 28. maddesinde değişiklik veya ek bir madde ile düzenleme yapılabilir.

3. 282 sayılı Siyasi Partiler Yasasında yapılması gereken değişiklikler;

– 6. madde “Her Türk vatandaşı, kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen koşullara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahiptir” hükmü “”Her Türk vatandaşı, kanunda gösterilen koşullara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahiptir.” şeklinde

– 11. madde “Hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar.” yerine, “Hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, Silahlı Kuvvetler mensupları, Emniyet, Milli istihbarat hizmetleri sınıfındaki Devlet memurları, yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar. Her ne ad altında olursa olsun kamu çalışanlarının parti propoganda faaliyetlerinde bulunması yasak olup, seçme, seçilme haklarının kullanmasında özel kanunlarla kısıtlama yapılamaz”

– 14. madde “Büyük kongre parti tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde toplanır. Bu süre iki yıldan az üç yıldan fazla olamaz. Olağanüstü toplantılar, genel başkanın veya merkez karar ve yönetim kurulunun lüzum göstermesi veya büyük kongre üyelerinin en az beşte birinin yazılı istemi üzerine yapılır.;” hükmü “Büyük kongre parti tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde toplanır. Bu süre 6 aydan az 18 aydan fazla olamaz. Olağanüstü toplantılar, genel başkanın veya merkez karar ve yönetim kurulunun gerek görmesi veya büyük kongre üyelerinin en az dörtte biri veya parti üyelerinin yüzde birinin yazılı istemi üzerine yapılır. Partiler yazılı başvurulardaki şekil koşullarını 2 aylık süreden az olmamak üzere süreyle sınırlandırabilir. Başkaça şekil koşulu tüzüklerine koyamaz.”

-15. madde “Genel başkan en çok üç yıl için seçilir.” hükmü “Genel başkan en çok iki yıl için seçilir.

-37. madde “Siyasi partiler, milletvekilliği genel veya ara seçimlerinde, adaylık için müracaat eden ve adaylığı uygun bulunanlar arasından, adayların tespitini; serbest, eşit, gizli oy açık tasnif esasları çerçevesinde, tüzüklerinde belirleyecekleri usul ve esaslardan herhangi biri veya birkaçı ile yapabilirler” hükmü “Siyasi partiler, milletvekilliği genel veya ara seçimlerinde, adaylık için müracaat eden parti üyeleri arasından, adayların tespitini; serbest, eşit, gizli oy açık tasnif esasları çerçevesinde, seçim çevresindeki parti üyeleri tarafından ön seçimle seçer. Milletvekilliği genel ve ara seçimleri ile, yerel seçimlerde il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliklerinin her seçim bölgesinde % 25’i geçmemek üzere en fazla % 20’sini tüzüklerinde belirleyecekleri usul ve esaslardan herhangi biri veya birkaçı ile belirleyebilir. Sayılardaki artanlar dikkate alınmaz. Diğerleri parti üyeleri tarafından seçilir. Tüzüklerinde aksine hüküm konulamaz.”

– 25. madde “Siyasi partilerin genel başkanlığı partilerinin, aday adayları listelerini ve seçim çevrelerini önseçimin yapılacağı tarihten en az yirmi gün önce saat onyediye kadar Yüksek Seçim Kuruluna ve ilgili il ve ilçe seçim kurullarına bildirir. Kurullarca ilgiliye bir alındı belgesi verilir. ” hükmü “Siyasi partilerin genel başkanlığı partilerinin, aday adayları listelerini ve seçim çevrelerini önseçimin yapılacağı tarihten en az 45 gün önce saat onyediye kadar Yüksek Seçim Kuruluna ve ilgili il ve ilçe seçim kurullarına bildirir. Kurullarca ilgiliye bir alındı belgesi verilir.”

-42. madde “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, kendi çevrelerindeki üyelerini muntazam kayıt ve sıra numarası ve partiye giriş çıkış tarihleri ve üye hakkında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydederler

Üye kayıt defterleri, ilçe seçim kurulu başkanının denetimi altındadır. Üye kayıt defterleri, en az altı ayda bir defa ilçe seçim kurulu başkanı tarafından incelenir ve kayıtların usule uygun olarak tutulup tutulmadığı bir tutanakla tespit edilir.

(Değişik: 31/3/1988 – 3420/5. md.) Üye Kayıt Defterinde Parti üyesi olarak kayıtlı bulunan ve Cumhuriyet Başsavcılığınca seçim kurullarına gönderilen listelerde yer alan üyeler önseçimde oy kullanabilir.” hükmü “İlçe Seçim Bürolarınca, kendi çevrelerindeki partilerin üyelerini düzenli kayıt ve sıra numarası ve partiye giriş çıkış tarihleri ve üye hakkında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydederler.

Üye kayıt defterleri, ilçe seçim kurulu başkanının denetimi altındadır. Üye kayıt defterleri, en az altı ayda bir ve seçimlerden üç ay önce ilçe seçim kurulu başkanı tarafından incelenir ve kayıtların usule uygun olarak tutulup tutulmadığı bir tutanakla tespit edilir.

Her parti için ayrı ayrı tutulan Üye Kayıt Defterinde Parti üyesi olarak kayıtlı bulunan ve Cumhuriyet Başsavcılığınca seçim kurullarına ve parti ilçe başkanlıklarına gönderilen listelerde yer alan üyeler önseçimde oy kullanabilir.

Parti üyelik başvurusu bizzat başvuruyu yapan kişi tarafından kimlik ibraz edilerek beyan esasına göre yapılır. Yanlış beyanda bulunanlar 20 yıl geçmedikçe başka bir partiye üye olamayacakları gibi, seçme ve seçilme haklarından da yararlanamazlar.”

– 43. madde “Aday yoklamalarına katılan aday adayları için propaganda yapmak amacı ile açık hava toplantıları, örf ve adete göre sohbet toplantısı sayılanlar hariç olmak üzere kapalı salon toplantıları tertiplenemez, duvar ilanı, el ilanı ve her nevi matbua, ses ve görüntü bantlarıyla propaganda yapılamaz. Bu tür toplantılarda başka aday adaylarına karşı kötüleyici beyanlarda bulunulması yasaktır.” hükmü “Ön seçime katılan aday adayları için propaganda yapmak amacı ile açık hava toplantıları, örf ve adete göre, salon ve sohbet toplantısı sayılanlar hariç olmak üzere duvar ilanı, afiş ve ses bantlarıyla propaganda yapılamaz. Bu tür toplantılarda başka aday adaylarına karşı kötüleyici beyanlarda bulunulması yasaktır.”

– 70. madde “Siyasi partilerin giderleri amaçlarına aykırı olamaz,” hükmü” Siyasi partilerin giderleri amaçlarına aykırı olamaz, Devlet tarafından yapılan yardımların en az %50’si örgütlenme ve eğitim çalışmalarında kullanılmak üzere üye sayıları esas alınarak parti örgütlerine 30 gün içinde dağıtılır.

Ek Madde 1. Yüksek Seçim Kurulunca son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 33 üncü maddesindeki genel barajı aşmış bulunan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplanmış beşbinde ikisi oranında ödenek mali yıl için konur.” hükmü “Yüksek Seçim Kurulunca son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve seçime katılanların en az yüzde ikisi oranında oy alan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplanmış beşbinde ikisi oranında ödenek mali yıl için konur. ”

şeklindeki 12 maddelik yasa değişikliklerinin yapılması halinde, sanıyorum ülkemin aydınlık geleceğinin umut ışıkları da yakılmış olacaktır. Sadece Mecliste birgünlük çalışmayla yapılabilecek bu düzenlemeler toplumun sağlıklı değişim ve gelişimini inanın ki sağlamaya çok büyük katkısı olacaktır. 23 Nisan 2006

Saygılarımızla,
CHP TABAN HAREKETİ
üye çalışması