ÜNİVERSİTELİLERE DESTEK

KAMU OYU ARACILIĞIYLA DUYURU
ÜNİVERSİTELİLERE DESTEK

Sayın Milletvekili,

Bildiğiniz üzere son günlerde özellikle üniversiteli öğrencilere karşı emniyet görevlilerinin namuslu vicdanların kabul edemediği davranış biçimlerini kamuoyu tartışmaya başladı.

Polislerimiz; yetki, görev ve sorumlulukları itibariyle insan yerine dahi konulmayan, amirlerinin emirlerini harfiyen yerine getirmeye çalışan, geçim sıkıntısı içindeki, ağır çalışma koşullarında çalıştırılan kamu görevlileridir. Öyle anlaşılıyor ki kaba kuvvet konusundaki emir ve talimatları da fazlasıyla yerine getirmektedirler.

İbadet edercesine üniversiteli gençlerimize saldırmaları, işkence biçimindeki kaba kuvvet, savaş hallerinde bile kullanılmaması gereken gaz, etkisiz hale getirdikten sonraki tekmeler, ruh hallerini, ideolojilerini de ortaya koyması açısından ibret vericidir.

Ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel, güvenlik, adalet, eğitim, sağlık, konut, yoksulluk, yolsuzluk sorunlarının nedeni hiç şüphesiz çıkar gruplarının yanında; yürütme, yargıyı da kapsayan bürokrasi ve en başta yasama organının bakış açısı ve uygulamalarıdır.

Yasalarımızda basın açıklamasının nerde ve nasıl yapılacağı açıkça yazılı olmasına rağmen, basın açıklaması yapmak isteyenlerin güvenliğini sağlamakla görevli olması gereken emniyet güçlerinin T.C. Devletinin emniyet gücü olduğunu söyleyemiyoruz.

Devletin vatandaşlar arasında her ne nedenle ve gerekçeyle olursa olsun ayrım yapması insana yakışmayan çağdışı ilkelliktir. Vatandaşlarımıza etnik köken ve inanç farklılıklarından dolayı hizmetlisinden müsteşarına kadar tüm kamu görevlilerinin eşit ve aynı uzaklıkla davranması gerekmez mi? Korunması, kollanması gereken üniversiteli gençlerimiz zor koşullarda eğitimlerini sürdürmektedir. Ailesinden uzak yerlerde okumak zorunda kalan öğrencilerimizin harç, yurt, barınma, yaşam ve eğitim giderleri gibi maddi sorunlarını herhalde yol parası kadar verilen kredilerle karşılamıyorlar! Büyük şehir stresi, çevre uyumu, işsizlik, eğitimin düzeysizliği, akıl ve bilimden uzak öğrenim yöntemleri, bilgisiz, becerisiz, ilkesiz öğretim görevlileri, üniversite çağındaki gençliğin sömürü aracı olarak kullanılmaya devam edilmesi bilinmez gerçekler değildir.

5-6 Aralık 2010 tarihli basın yayın organlarında açıklamaları, fotoğrafları, filmleri bulunan polisin davranış biçiminden elbette polisler sorumlu değildir. Başta İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürü, İçişleri Bakanı ve Hükümet birlikte sorumludurlar. Yolsuzluk konusunda tavan yapıp, dibe vuruş halleri bizleri yanıltmıyor. Bu ülkede polise güveni yitiren vatandaşlar isteseniz de, istemeseniz de insan olma gereği haklarını savunacaklar, yolsuzluk batağına saplanmadan, harami düzeninden nemalanmadan onurlarını korumaya devam edeceklerdir.

Sanıldığı gibi yetkililer, sorumlular istifa etsin, yargılansın, görevinden alınsın demeyeceğiz. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbürsü gün, biz olmazsak çocuklarımız, çocuklarımız olmazsa torunlarımız Hakkı savunacak, hukukun üstünlüğünü size veya sizden sonrakilere öğretecektir. Biz sadece tarihe kayıt düşme adına bildiri görevimizi yerine getiriyoruz. Ne yaparsanız yapınız Devletimize sadakatle bağlıyız. Sadığız. Meşrebimizi soydan geldiğinden bozamayacaksınız.
06/12/2010
CHP TABAN HAREKETİ