Sayın CHP Üyeleri,
Seçim sürecini hep birlikte yaşadık, izledik ve gördük. Uzun yıllar sonra ilk defa partimiz sınırlı da olsa ön seçim yaptı. En kötü ön seçimin en iyi merkezden atamadan daha iyi olacağını yıllardır ifade ederek, yerelde ve kurultaylarda çarşaf liste, genel seçimlerde ön seçim yapılmasını istedik, savunduk, mücadele ettik. Ancak her şeyden önce üye yapısının güncellenmesini istedik. Üye yapısının güncellenmesi isteklerimiz göz ardı edildi. Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun da ön seçime katılması örgütte canlılık katmış ise de duygusallıktan çıkılamamış, gerçeklerin göz ardı edilmesi sağlanmıştır.
Başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’de CHP Milletvekili Aday Saptama Yönetmeliğinin 13. Maddesindeki “- Ön seçim ve aday yoklamasına katılan aday adayları, önseçim ya da aday yoklaması sürecinde propaganda ve tanıtım amacıyla açık hava toplantıları, örf ve adete göre sohbet toplantısı sayılanlar hariç olmak üzere, kapalı salon toplantıları düzenleyemezler. Duvar ve el ilanları ile her türlü basılı, sesli veya görüntülü bantlarla propaganda yapamazlar. Bu tür etkinliklerde, öbür aday adaylarını kötüleyici beyanlarda bulunamazlar (SPK, mad. 43). Aday adayları, oy kullanacak partili seçmenlere veya yakınlarına maddi çıkar sağlama amacı güdemezler, armağan dağıtamazlar” hükmü ile 14. Maddesindeki “Parti, aday adayları için meslek ve sanatları, yaşam öyküleri, çeşitli alanlardaki çalışma hizmetlerini, fotoğrafları ile birlikte derleyen tanıtıcı basılı malzeme hazırlayıp bastırabilir; ön seçim sırasında sandık başlarına astırabilir. Bu tanıtımda, aday adayları arasında eşitlik gözetir. Aday adayları, partinin programı, kurultay kararları ile seçim bildirisi dışında, ulusal, yöresel yahut kişisel ölçüde vaatlerde bulunamazlar. Her türlü haksız yarışma olanaklarını kullanamazlar (Siyasi Partiler Kanunu, mad. 43).” Hüküm parti yöneticileri ve aday adayları tarafından ihlal edilmiştir. Bazı Belediye Başkanlarının ön seçimde taraf olması, bazı ilçe yöneticilerinin liste çıkarmaları, mezhep ve hemşeri lobileri ile sermaye çevrelerinin etkin olması Partimizin geleceği açısından kaygı vericidir. Elbette bunun sorumluları Parti Meclisi, MYK ve İl, İlçe yöneticileridir. Kimse bu duruma dur dememiş, hatta kapı arkalarından desteklemişlerdir.
İsteğimiz ve dileğimiz CHP’nin 8 Haziran 2015 günü tek başına iktidar olmasıdır. Ancak görünen odur ki İstanbul’da 20 yıldır seçim kaybeden kadrolarla seçim kazanmak hayaldir. Tek umut Sayın Genel Başkanın ağır baskılara rağmen kişisel kampanya ve çalışmasıdır.
Partinin kazanması için izan ve insaf sahiplerini uyarıyor, çıkarcı ve saptırımcı davranışlardan vazgeçmeye davet ediyoruz.
CHP TABAN HAREKETİ
15/04/2015